Kasım 14, 2024

kafamın aynı olduğu adamlar #122

cahildim dünyanın rengine gandım
hayale aldandım boşuna yandım
seni ilelebet benimsin sandım
ölürüm sevdiğim zehirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin
...

algı böyle bir şey evet #196

kaşların ince mince, ölürüm görmeyince
ben senden ayrılamam, kabre girmeyince

kaşların karasına, gül koymuş arasına
sen merhem olacaksın, sinemin yarasına

yayla yolu taşlıdır, yarim kalem kaşlıdır
ben yarimi tanırım, güzellerin başıdır

vay le le vay le!

geleceğe not #42

geçmişini unutma.

Kasım 12, 2024

her yerde bir kırmızı var. #69

tango hüznün, aşkın, kırmızının dansıdır!

kafamın aynı olduğu adamlar #121

yasu'nun gölgesi kaşla göz arasında karanlığa karışmıştı. yüzümü dönüp teşekkür etmeye fırsat bulamadan gaz lambası çoktan köşeyi dönmüştü. tek başıma çukurun girişine vardım. sendeleyerek barakaya döndüm. yolda aklımdan pek çok şey geçmişti. yasu denen şu adam, makul bir toplumda kendini geliştirmiş olsaydı acaba şu an hangi mevkide olurdu? bir madenciden çok daha üstün olacağına şüphem yoktu. toplum mu yasu'yu öldürmüştü yoksa yasu toplumun affedemeyeceği bir şey mi yapmıştı? öylesine zihin açıcı bir adamın düşüncesizce şiddet eylemlerine başvurmasını kabullenmek güç olduğu için, suçlu muhtemelen yasu değil, toplumdu. o sıralar yaşamın verdiği toylukla, daha toplumun ne olduğunu bile tam olarak bilmiyordum; ne var ki, yasu'yu dışlayan bir toplum çok da makul sayılmaz diye düşündüm. belki de yasu'dan taraf olmanın getirisiyle, yasu'nun nihayetinde kaçmak zorunda kalacağı bir suç işlemiş olacağına inanamıyordum. kendimi, toplumun yasu'yu öldürmüş olmasına inandırmaktan alamıyordum. ancak dediğim gibi, toplumun kimlerden oluştuğunu bilmiyordum. toplumun salt insanlardan oluştuğunu düşünüyordum. insanların neden yasu gibi iyi kalpli birini öldürmüş olabileceğini bir türlü anlamıyordum. böylece toplumun suçlu olduğuna hükmettiysem de toplumdan nefret edecek raddeye gelmemiştim. sadece yasu'ya üzülmüştüm. keşke onun yerine geçebilseydim. ben buraya kendi irademle, kendimi öldürmek için gelmiştim. olur da fikrimi değiştirirsem gitmeme mâni olacak bir şeyim yoktu. yasu ise insanlar tarafından öldürülüp çaresizce buraya gelmek zorunda bırakılmıştı. dönmek istese bile gidecek bir yeri yoktu. yasu'nun durumu çok daha acıklıydı.

...

algı böyle bir şey evet #195

gam'zedeyim deva bulmam
garibim bir yuva kurmam
kaderimdir hep çektiren
inlerim hiç reha bulmam

elem beni terk etmiyor
hiç de fasıla vermiyor
nihayetsiz bu takibe
doğrusu takât yetmiyor

ehl-i dilin yoktur kadri
uğraşma gel tateos gayri
eserin çok, kıymetin yok
git talihine küs bari

kemanî tateos efendi, sevdiğiyle genç yaşında ayrı düşen ve bir daha kavuşamayan tateos efendi, altmışlı yaşlarına geldiğinde bir gün sevdiği kadının hiç evlenmediğini öğrenir ve hatta sevdiği kadın uzun yıllar sonra ermenistan'dan istanbul'a geri dönmüştür. bir ömrü boyunca sevdiği ve ayrı düştüğü kadını düşünen tateos efendi ise evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmıştır. yıllardır içinde biriken gam, sevdiği kadının istanbul'a geldiğini öğrenmesiyle birlikte onu içten içe kemirir, kemirir ve sonunda tüketir. tateos efendi çok geçmeden son nefesini verir ve defnedilirken mezar başına bir mektup gelir; tateos efendi ile gömülmesi istenen mektupta aşağıdaki dizeler vardır.

gam'zedesin devan benim
garip kuşun yuvan benim
çektiğimiz yeter gayri
kaderimsin inan benim

takat yetişmez eleme
bülbül imrenir çileme
şu bizim kara sevdamız
kalsın öteki âleme

elbet kadrini bilirim
iste canımı veririm
küsme talihine tateos
çok durmam ben de gelirim

aynı dertten muzdarip #92

bir kuyunun dibinden geliyorum. üstüm başım rutubet kokuyor. yaşamak da böyle rutubet kokulu bir şeye benziy

olmaz. bir romana böyle başlanmaz.

terapik dialoglar #106

"bir roman yazacağım. bir kocakarının romanını yazacağım."
"nasıl bir kocakarı?"
"bilmiyorum. henüz karar vermedim. bildiğim tek şey, bir kocakarı hikâyesi yazmak istediğim."

gülüyor. destekliyor mu, dalga mı geçiyor, anlayamıyorum.

"sen ne yazıyorsun bu aralar?" diye soruyorum.
"karmaşık bir hikâye. anlatmaya kalksam bir saati bulur. bitirdiğimde okuyup yorumlar mısın?"
"elbette."
"teşekkür ederim."
"bu hiç bitmeyecek, biliyorsun değil mi?"
"ne o?"
"bu, yani aramızdaki bu şey."

susuyor. onaylıyor mu, umursamıyor mu, anlayamıyorum.

Kasım 08, 2024

benim aklım köşeli #161

etten ve kemikten olma fani insanların hayatında zaman ilerlerken norveç'li tanrıçam -beni tahtına, yukarıya çağıran hani- fikrini, aklını ve muhtemelen tüm zamanını babasına ve kuzey denizlerinde kulaç atan dalgıçlara ayırıyor, buna bugün de dahil. bana göre eşsiz şeyler deneyimliyor tıpkı "bana, hadi buraya yukarıya, yanıma gel" derken olduğu gibi. gideceğim yolu görmem için var ederek parlattığı kuzey ışıklarının aydınlatması sayesinde yolumu hala dahi görebiliyorum, insan özlüyor ve bir şekilde yaratma güdüsüyle direniyor. yaratıyor da. seni seviyorum, daha önemlisi seni anlıyorum kuzeyli tanrıçam.

Kasım 06, 2024

arada olur öyle #197

öyle yaşıyoruz işte, ne gelirse.

algı böyle bir şey evet #194

bir eşeğin ölüm vakti hal diliyle söyledikleri

ah! vücudum acıdan titriyor. bu acımasız, zalim iki ayaklı hayvana verdiğim bütün hizmetlerin karşılığı bu işte. bugün son günüm, bu da benim son tesellim! sıkıntı, acı ve dert dolu bir hayattan sonra, taşınmaz yüklere, üst üste inen sopalara, yoldan geçenlerin zincirlerine, lanetlerine katlandıktan sonra, allah'a şükür bu berbat hayata veda ediyorum.

benim aklım köşeli #160

düşünme, kaybolursun.

algı böyle bir şey evet #193















hayat bu kadar işte; geldik, var olduk ve gidiyoruz. haberin yoktu ve tabii ki bilemezdin en güzel şarkılarını söylerken ama bu yıl yaşadığım en güzel gece için, hayatını güzelleştirdiğin herkes adına, teşekkürler irfan abi. biz seni çok seviyoruz. ışıklarla.

Kasım 05, 2024

aynı dertten muzdarip #91

kırılsın ellerim neye yarıyor
gençliğim gidiyor tutamıyorum
tanrım bana vermiş yorgun ayaklar
bahtımın peşinde koşamıyorum

ne zaman bitecek tanrım bu azap
yarını olmayan günlere kaldım
dünyamı ben yıktım kendi elimle
aşkıma bir yuva kuramıyorum

...

aynı dertten muzdarip #90

hayat yolculuğunuzda bir zorlukla karşılaştığınızda kendinize şu soruyu sorun: ben olsam ne yapardım?

kafamın aynı olduğu adamlar #120

...

ağlamak acıların yontulmuş biçimidir
hüzünse bir çocuğun gökyüzünü sevmesidir

yorgunum bir gülü devşirmekten
görseniz artık yüzüm
bozulan bir çiçektir
evde kalmış kızların göğsünde sık bulunan

beni solduran akşamüstleridir pencerelerde
çünkü hüznü hüzün besler yalnızca

merhaba

diyorum ki bir acıyı bölmek
bir elmayı ikiye bölmek kadar güçtür
görseniz artık yüzüm
bozulan bir dengedir
bir serçeyi gökyüzünde barındırmaktan kıyan

bence bütün serçeler yaşlandıkça serçedir
...

Ekim 31, 2024

kafamın aynı olduğu adamlar #118













ekmek, şarap, sen ve ben*
bir de sabahın dördü

dışarıda kar, odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini, ve aldattığını

ekmek, şarap, sen ve ben
bir de sabahın dördü

kıskandım gauguin’i, tahiti'lim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
samyelim, sahrâ-yı kebîrim

ekmek, şarap, sen ve ben
bir de sabahın dördü

kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına, doğan güneşe
gauguin'e, kadere, sana ve bana
ve bir de gittiğin arabanın tekerine

ekmek, şarap, sen ve ben
bir de sabahın dördü

evet, ne diyordum arkadaş
diyordum ki, ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayat felsefesini

sırayla olurum fatih, selim, kanûnî
bazen kadın hamamında tellak
bazen christoph colomb
napolyon’ken düşünürüm elbe’de geçen günleri
timur’ken beyazid’i yenişimi
bir kere aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum

ekmek, şarap, sen ve ben
bir de sabahın dördü

bazen jeanne d'arc'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odununu ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem, shakespeare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinler de
işte mozart’ın aradığı melodi bu, diye gülerim
eheh enayiymiş be platon
bir içsin de görsün ne felsefesi varmış bu âlemin
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu

ekmek, şarap, sen ve ben
bir de sabahın dördü

ıslak kaldırımlarda yürürken
acırım önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte, derim, neme lazım senin
kendine bak; sen de bir serserisin, bir sarhoş
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım izbe sokaklarda
yavaş yavaş kaybolur benliğim

ekmek, şarap, sen ve ben




*ihsan bey'e saygıyla..

Ekim 29, 2024

benim aklım köşeli #159

her geçen gün bir yeni şey öğreniyorum; bu yıl yaşama ve anlama yılı benim için. hayat her defasında şaşırtıyor beni hâlâ. her ne olursa olsun iyi ki yaşıyorum, diyorum. keşke bunu daha önce bilseydim hissi pek olmuyor açıkçası, ne de olsa ilk defa yaşıyorum ve bu hallerde oluyorum zaten. yaşamak, eh bazen biraz zor evet ama, güzel şey.

aynı dertten muzdarip #89

çok kırıldık bu hayatta be, ahh. öğrenecek ne çok şey varmış!

algı böyle bir şey evet #191

madem dönüyorsa başımda dünya,
gün gelip sevdiğim neden dönmesin?
her gidişin bir de dönüşü varsa,
gün gelip sevdiğim neden dönmesin?

hatıralarım var avunmak için,
ecelden kendimi korumak için,
hep dualar ettim kavuşmak için,
gün gelip sevdiğim neden dönmesin?

Ekim 28, 2024

arada olur öyle #195

bugün her şey ne kadar oldukça aksi şekilde yaşansa da olup bitene duyduğum saygı, sakinlik ve sabır ile galiba bir çağı olduğu şekilde yaşıyor, anlıyor ve kapatıyorum. dönüşüyorum; yine ve yeniden.

benim aklım köşeli #158

rüyanda görsen inanma!..

Ekim 26, 2024

algı böyle bir şey evet #190

çok yorgunum, beni bekleme kaptan
seyir defterini başkası yazsın
çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın
...

Ekim 25, 2024

aynı dertten muzdarip #88

bu kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense
dünyanın bir ucunda tek başımayım
kir göstermeyen renkleriniz sizin olsun
korkmaktansa bulanıklığın tam içinde bir başımayım

benim belki de gizli bir bildiğim var
elbette ağlarım benim can kırıklarım var
senin gördüğün yanağımdan süzülenler
asıl içimde içinde yüzdüğüm bir deniz var
...

Ekim 24, 2024

gelecek dertleri #13

gelecekte neler olacak diye bir katılımlı oturum yapmak istiyorum, muhtemelen hemen her şeyi konuşuyor oluruz fakat sayı yetersiz; bir. sadece ben varım..

Ekim 22, 2024

kafamın aynı olduğu adamlar #117

bir anadan dünyaya gelen yolcu,
görünce dünyaya gönül verdin mi?
kimi böyük, kim böcek, kimi kul,
merak edip hiçbirini sordun mu?
...
vade tekmil olup ömrün dolmadan,
emanetçi emaneti almadan,
ömrünün bağının gülü solmadan,
varıp bir canana ikrar verdin mi?
...

benim aklım köşeli #157

bugün kız çocuğu olanlar için isim önerim 'zühre'. teşekkürler.

benim aklım köşeli #156

156'yı görünce dayanamadım, malum beynimin içerisinde bir yerlerde dönüyor hala o günler ve bu marş.. askerlik günlerim için bir kez daha yüksek sesle söyleyelim!
  
güzel yurdun güvenliği emanettir bizlere
jandarmadır ulaştıran adaleti her yere
haksızlıkla savaşırız kötülüğü boğarız
en karanlık köşelerde güneş gibi doğarız

aynı dertten muzdarip #87

söylemem adını düşersin dile
meylimi bağladım zülfün teline
acı sözlerinle vurdun sineme
yaralar sevdiğim yaralar beni
...
niye bana böyle zulüm edersin
selamsız sabahsız çekip gidersin
her olur almaza gönül verirsin
yaralar sevdiğim yaralar beni
...

Ekim 21, 2024

algı böyle bir şey evet #189

...

yalnız ölmeyeceğim değil mi, böyle sessiz sessiz?
solup gitmeyeceğim değil mi?
sokakta düşkün biri bir kuytuda bulunmuş,
ben kaybolmayacağım değil mi?

bahçede çiçek solmuş, soğukmuş ve susuzmuş.
bir tekne var açıkta, halatından kurtulmuş.
tepede kuyuymuş, yağmursuz kurumuş.
gökyüzünde bir martı, sürüsünden kovulmuş.

öyle olmayacağım değil mi?

biri çıkıp desin ki, seninim seninim!
al işte bak ellerim, seninim seninim!
nerede olsan gelirim, gelirim gelirim!
bir ömür beklerim, seninim seninim!

bir gün bitmeyecek değil mi?

....

Ekim 18, 2024

kafamın aynı olduğu adamlar #116









-ve ne olursa olsun insan yüzmeşmeli kendisiyle. hatalarını görebilmeli. yaptığı her hatadan ders çıkarabilmeli. çünkü hata insan içindir.

terapik dialoglar #105












-gracias, muchas gracias. thank you, gracias..
-..

Ekim 15, 2024

terapik dialoglar #104

-ohh, can't anybody see? we've got a war to fight!
-never found our way regardless of what they say!

benim aklım köşeli #155

etrafında dönüp dolaşıp bir türlü cevap bulamadığım şeyler var. kaleci yalnızlığı gibi bir şey bu his. döneyim de dolaşayım hadi, belki bir cevap bulurum belli olmaz.