temmuz ortasında bir gün izmir'den istanbul'a yani bugünüme gelirken, urla'dan manisa çıkışına kadar ağladım. nereden baksan iki-üç saat. niye ağladım, neden ağladım bilmiyorum. kırk altı numarada oturup geçtiğim her yeri tekrar beynime kazırken hiçbir şey söylemedim kenime, aktı o göz yaşları. karışmadım da hiç. bir bildiğim varsa o da altı yıl yaşlandığımdı. dokunduğum, sevdiğim, iyi ki var dediğim insanlarla dolu, hayal kırıklığı ve tıkanmışlıklarım, sessiz kalışlarım, kendimce hayatı duyuşlarım.. yaşanmışlık dolu koca altı yıl. ucunda altı yılı var ömrümün dedim kendi kendime. altı koca yıl. şimdi saatleri sayıyorum başka bir yaşam şekli için. ne olduğu belirsiz. muhtemelen yine ağlarım. n'apayım..