Nisan 30, 2013

yol çizgileri #38

yıllar evvel anlattığım, alibaba'nın ömrününün en güzel zamanlarını harcadığı yirmibeş metrekarenin diğer yarısındayım. oturduğum yaşlı koltuğun karşısında, göz hizzamda yıllar evvel eşantiyon bi çakıyla boyumun ölçüsünü kazıdığım ve şimdilerde ancak belime kadar gelen iz var. tam da o kadardım. şimdi çocukluğuma bakıyorum. o işareti kazıdığım gündeki kendimi, saflığımı düşünüp kendimi sorguluyorum şimdilerde kafamı eğerek geçtiğim yirmibeş metrekarenin diğer tarafında. 'lan oğlum dükkanı kapatıp gelsene artık' dediğinde bunu hiç söyleyemedim alibaba'ya. orada o ize bakmak o an dünyanın en uzun filmi. çünkü hep en sondan başlayıp o güne gidiyorum. ve en dolu fikri her ne kadar boş boş bakıyo gibi görünsemde, hatta baksamda. çünkü bitmiyo. saatlerce baktığımı biliyorum. yok.

geçmişten cümlelerim bunlar.

ve şimdilerde böyle bir andan da yoksunum. el yazımla yazdığım tüm etiketlerden ayrı bir tek yazı vardı koca yirmibeş metrekarede. 'devren satılık'.

öyle bile olamadı. ne devredildi ne de satıldı.

gitti. o çocuk artık o boyda değil.