-yok.
Şubat 10, 2014
benim aklım köşeli #90
-şöyle bir dönüp belki on beş belki yirmi yıl önceme gittik diyelim; hep sorularla karşılaşıyorum.. aklımın kestiği ilk zamanlardan bu zamana kadar, hatta şu an içinde olduğum saate kadar, hep bir soru. hep cevap alınamamışlık, hep hayatın bir getirisi ve yaşamak durumunda olduğum bir an var. kabuğumu kırıp kendimi yarattığım gençlik zamanlarım da dahil buna. hep kendimi kandırmışım. karşı koyamayacağım bir ben ve yaşamak durumunda kalacağım bir hayat var. ister hayat bana adil davranmadı diyeyim, ister kendi kararlarım neticesinde buradayım işte bak, diyeyim. ne dersem diyeyim. hep sınırlı bir yaşantım oldu ve olacak. tüm bunları bir kenara bırakalım diyelim ki, çok uğraştım ve istediğimi yaşayabileceğim zamanlara çok yaklaştım -hep kıyısından dönsem de- belki de evet ama ne farkeder ki? bak işte buradayım, bugünü bu halimle yaşadım. yine çokça hayal edip çokça hayal kırıklıklarına uğradım, yine şaşırmamam gerekirken şaşırdım, yine o son ve yine o son. insan bir kez, iki kez belki, kendini o duruma iter ama hep mi böyle olur arkadaş?.. yaşıtlarımın yarısı ev kurmuş, aile kurmuş -boşananlar da var bu arada tabii ki- ve diğer yarısı başka bir noktada. birisiyle kendimi hiç kıyaslamadığımdan rahatlıkla banane diyebiliyorum ama işte kendimi düşününce neden hala böyle bir şanssızlık diye soruyorum. beş liralık değeri olmayacak insanlar sırf kendini olduğundan yüksekte düşündüğü ve ona göre davrandığı için iki adım atabilmişken sen neden hala dönüp durup aynı yere varıyorsun? diyorum.. bunu sormadan edemiyorum. hakkaten hayat o kadar mı eleyici, o kadar mı acımasız? o kadar mı zor? ne kadar zor olabilir ki? neden bu kadar karışık? ve ben neden hala böyle düşünüyorum? kendime dürüst olmam gerekir dediğim zamanlarda aklıma gelmeyenler beni neden zayıf anlarımda yakalıyor? şu anki yaşımda olmayı dileyip uğruna neyim varsa vereceğim zamanları düşünüp, şu an olduğum yaşı dahi neden yaşayamıyorum? hakikaten herkes mi gerçekten güçlü, herkes mi gerçekten farkında her şeyin? on yıl sonra keşke on yıl öncesinde olsam diyeceğimi -hala bir dünya varsa- bile bile neden bugünümü odamın bir köşesinde geçiriyorum? neden, neden, neden.. neden hala bir neden arıyorum? "ben de böyleyim işte" diyip cümleyi biritmem mi lazım? bitirmişim ne, bitirmemişim ne.. olmakla olmamak arasındaki fark hani nerede?