yıllardan bir yıl ve günlerden bir gün sabah altıda uyanırsın ve hemen hazırlanman icâb ettiği için çabucak hazırlanırsın, yapmak lazımdır kafa açık, yola çıkar ve kilometrelerce yol sonrası işe başlamaya birbuçuk saat kala ofis kapısına varırsın, varırsın ve ofisin açılmasını saatlerce beklersin, patron ve patroniçeler o saaatte uyuyordur, velhasıl saat gelir ve ofis açıldıktan sonra akşam saatine kadar çalışırken gün içerisinde yaşananlar adeta falanlar filanlardır şeklindedir, bu ne? dersin gün içinde, kafa açar bu, bu ne böyle? dersin, mutsuz, kötü, bencil insanlar var, dayan da dayan, çek de çek, bitmiyordur, ne kadar da bencil insanlar var, bu insanlar neden var?, yaşattıklarından bi'haberler mi yoksa her şey gayet de gerçek mi? diye düşünürsün, çok yalnızsındır, anlarsın, çok yalnız ve mutsuzlardır, her günü böyle yaşamak durumundasındır ama sabah erken kalkman lazımdır, alternatifler var ama o zaman farkında değilsindir çünkü hedef ve hayallerin var, safsın, inancın ve beklentin var, gün öyle geçiyor, gün geçiyor ve bitiyor ve gün bitince de eve dönme süreci başlıyor çünkü evden karşı kıtadasın, uzunca bir yol ve boşa geçen bir saat dilimi muhtemel, trafik geçer yol geçer ve ineceğin durakta inersin, evden önce gidilen bir dükkan var, sabahtır dükkanı yaşayan kişinin ben gelince eve gidişi yaşanır, bütün gün belki de beni beklemiştir, günün son kısmında dükkandaki ben yaşanır, gelen giden müşteriler olur, ilerleyen saat tık tık ilerler, kimse de karşı koyamaz, zaman böyledir, ben günü bitirirken kalabalıktan sessizliğe geçiş olur, azalan insan trafiği yaşanır, geceye doğru ortalık sessizleşir, ortalık giderek sessizleşir ve günü kapatma saati gelir, dükkanı kapatma saati gelir, kasayı kapatma saati gelir, ve nihayetinde gün sonunda kendini kapatma saati gelir. kapatırsın.