karakter zamanla gelişir mi? romanlarda elbette gelişir: yoksa anlatılacak bir hikâye olmazdı. ama hayatta? bazen merak ediyorum. tutumlarımız ve görüşlerimiz değişiyor, yeni alışkanlıklar ve tuhaflıklar ediniyoruz; ama bu, daha çok bir dekorasyon gibi, farklı bir şey. belki de karakter zekâya benziyor, tek farkla ki karakter biraz daha geç doruk noktasına çıkıyor: yirmiyle otuz arasında, diyelim. ondan sonra, neye sahipsek onunla kalıyoruz sadece. kendi kendimize kalıyoruz. eğer durum buysa, çoğu yaşamı açıklıyor bu, öyle değil mi? ve aynı zamanda -eğer söyleyeceğim şey çok tumturaklı bir söz sayılmazsa- trajedimizi.