Aralık 30, 2012
Aralık 28, 2012
benim aklım köşeli #72
bi anda köşeden motorsiklet çıktı ellerim cebimde ıslık çala çala yürürken, yanlış nota bastım!
Aralık 27, 2012
Aralık 26, 2012
benim aklım köşeli #71
filtreli cam yasaklanırsa sokak ortasında saçımızı başımızı araba camına bakmadan nasıl düzelticez?
terapik dialoglar #49
-bu çadırı kim niye kurmuuyş?
-ben nerden bileyim teyze bana niye soruyosun?
-...(tepki yok)
-ben nerden bileyim teyze bana niye soruyosun?
-...(tepki yok)
Aralık 24, 2012
Aralık 23, 2012
benim aklım köşeli #70
kendi içimde kendime dönüp bakıp öğrendiğim, hatırlamam gereken ve bu hayatta kolay yaşamamı sağlayacak şeyler beni daha da derine götürebiliyor. yani eğer halihazırda tam da kendime bakacağım zamanda ruh halim tedirgin ve kendimi sorgulamaya doğru itecek haldeyse kendim dışında gelişen varolan hayat, bi nevi kayboluyorum geçmişte, düşünmeye başladığım saniyeden taa doğduğum güne kadarki zaman aralığında. o yüzden yazıyorum. bazı şeyleri, kendim ve hayata dair olanları daha kolay hatırlayabilmek için elim kağıt kaleme gidiyor. zihnim yazdıkça rahatlıyor. sanki. garip bi his. ve şuan sanal olarak yarattığım bu ortamı da o yüzden yalnız bırakmak istemiyorum. sanki artık yazmasam buradaki ben ölecek ve hiç büyümeyecek.
ne diyecektim nereye geldim yine. iki sayfa geriye gidip kendime geçmişten, yıllar evvelden seslendiğim günleri bu kadar kolay görebiliyoken ondan kaçmak çok zor. bu yüzden burası benim için bir açık oto pazarı gibi hislerimin en doğal haliyle yer aldığı bir yer. her modelden ben varım ve o yüzden burada bu kadar rahatım. ama asla normal hayatta yaşayan ben değilim. çünkü insanlar beni olmam gerekenden başka biri olmaya itiyor. görmüyor.
sanırım. evet.
ne diyecektim nereye geldim yine. iki sayfa geriye gidip kendime geçmişten, yıllar evvelden seslendiğim günleri bu kadar kolay görebiliyoken ondan kaçmak çok zor. bu yüzden burası benim için bir açık oto pazarı gibi hislerimin en doğal haliyle yer aldığı bir yer. her modelden ben varım ve o yüzden burada bu kadar rahatım. ama asla normal hayatta yaşayan ben değilim. çünkü insanlar beni olmam gerekenden başka biri olmaya itiyor. görmüyor.
sanırım. evet.
Aralık 22, 2012
algı böyle bir şey evet #50
her şey birdenbire oldu
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
..
.
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
..
.
Aralık 21, 2012
Aralık 16, 2012
algı böyle bir şey evet #49
kırık düşler, aynı yalnızlık
öyle azaldık ve yıprandık ki
kafamız karışık, değişmek zor
dünya yıkılsa anlamazlar
ve hayat herkes evindeyken dur dedi artık...
öyle azaldık ve yıprandık ki
kafamız karışık, değişmek zor
dünya yıkılsa anlamazlar
ve hayat herkes evindeyken dur dedi artık...
arada olur öyle #84
bir gün birini sevdim, hayatım değişti. ne zaman işin içine sevgi girse bir şeyler değişiyor, anlamadım gitti.
benim aklım köşeli #69
69
bu sayı gibi, bişeyleri çağrıştıran olguları oluşturup düşünmemize yarayan bi organ var omuzlarımın üstünde!
bu sayı gibi, bişeyleri çağrıştıran olguları oluşturup düşünmemize yarayan bi organ var omuzlarımın üstünde!
Aralık 15, 2012
aynı dertten muzdarip #26
yollar sokaklar tutacaklar mailler siteler evler çatılar kaldırımlar insanlar toprak hava su heryer reklamla dolu ve feci bir kusma hissi yaratıyor bu bende. sadece gökyüzü ve sadece deniz olan, çimen yeşili ve toprak kokusu içinde yere uzanıp gözlerimi kapamayı özledim.
Aralık 11, 2012
terapik dialoglar #47
-aabi bee mazot bitti bee, kalıcam asfaltta, bi şarap parası?
-buyur, güzelleş!
-buyur, güzelleş!
Aralık 04, 2012
Kasım 24, 2012
Kasım 18, 2012
kafamın aynı olduğu adamlar #28
boş yere canı yanmaz insanın.
ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen..
ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen..
Kasım 15, 2012
Kasım 10, 2012
Kasım 08, 2012
her yerde bir kırmızı var. #25
bir kağıt, bir kalem, bir yanmış, bir sönmüş, bir bitmiş sigara.
hayatın bu.
hayatın bu.
kafamın aynı olduğu adamlar #27
...
..
başını menekşeye koydu, uyudu
bir güvercin çalılığın orada
hani
görmeye gittikti güneşli günde
parkı ve ördekleri
yıllarca sonra savaştan
ekmek kırıntıları attıktı havuza
bir elim omuzunda seyrettikti uzun uzun
dünyayı ve çiçekleri
nedense durgunlaşıverdindi bir ara
çok değil, en fazla birkaç dakika
ve dedindi, mutluyken de boğulabilir insan
..
...
..
başını menekşeye koydu, uyudu
bir güvercin çalılığın orada
hani
görmeye gittikti güneşli günde
parkı ve ördekleri
yıllarca sonra savaştan
ekmek kırıntıları attıktı havuza
bir elim omuzunda seyrettikti uzun uzun
dünyayı ve çiçekleri
nedense durgunlaşıverdindi bir ara
çok değil, en fazla birkaç dakika
ve dedindi, mutluyken de boğulabilir insan
..
...
Kasım 07, 2012
Ekim 30, 2012
Ekim 11, 2012
Ekim 03, 2012
algı böyle bir şey evet #44
evet başlıyorum, otuzaltı yıl sonra emekliyim. görüşürüz kendimle geçen sırf kendimin zamanları. merhaba sistemin çarkları.
Eylül 12, 2012
Eylül 11, 2012
Eylül 05, 2012
Ağustos 28, 2012
Ağustos 27, 2012
aynı dertten muzdarip #25
bir gün de sırf sadece kendim için bir şey yapsam şaşarım zaten. hep birileri için var gibiyim.
Ağustos 23, 2012
Ağustos 11, 2012
Ağustos 07, 2012
Temmuz 27, 2012
Temmuz 25, 2012
algı böyle bir şey evet #43
kitap okumak kadar güzel bir his, kitap kadar sadık bir dost yok. herkes gitse de o, rafta seni bekliyor.
algı böyle bir şey evet #42
filmelerde -mesela türkan şoray- konuşup konuşup en son 'diyeceğim budur' diyip şeklini koyuyor ya ana karakter, karşıdakine laf kalmıyor, bazen çok özeniyorum be.
arada olur öyle #78
hadi bugün herkes hep görüştüğü yada uzun süredir görüşmediği ama sevdiği, özlediği kişilere onu özlediğini söylesin.
Temmuz 21, 2012
benim aklım köşeli #63
bazı şarkılar sadece bazı kişileri çağrıştırıyo, dinledikçe anımsıyorum anımsadıkça vay be diyorum.
terapik dialoglar #43
-abi ne diyosun bu işe?
-atalarımız bize söyleyecek söz bırakmamış be olum.
-valla doğru diyosun.
-atalarımız bize söyleyecek söz bırakmamış be olum.
-valla doğru diyosun.
Temmuz 19, 2012
Temmuz 18, 2012
kafamın aynı olduğu adamlar #26
..
...
kul himmet üstadım gelse otursa
hakkın kelamını dile getirse
dünya benim deyi zapta geçirse
karun kadar malın olsa ne fayda.
Temmuz 15, 2012
Temmuz 10, 2012
algı böyle bir şey evet #40
rüzgar ıslak gece sisli
gölgelerin sessizliği
yorgun yalnız yürüyorum
umutları ara
umutları arıyorum
yine sana dönüyorum
seninle...
gölgelerin sessizliği
yorgun yalnız yürüyorum
umutları ara
umutları arıyorum
yine sana dönüyorum
seninle...
Temmuz 09, 2012
algı böyle bir şey evet #49
geçmişle içiçeyim. hatta bugünüm zaten geçmişimin toplamı; yani ben. dönüp de geçmişe kızmanın bir anlamı olmadığı gibi, geçmişten tamamen sıyrılmanın da mümkünatı yok. bunu son birkaç ayında yirmi küsür kişiyi hayatından çıkarmış, artık onlarsız hayatına devam eden biri olarak söylüyorum. dün dündü, bugün ise bugün. merhaba yeni bir gün.
Temmuz 05, 2012
arada olur öyle #77
arada fırsat yarattıkça gittiğim kafe vebenzeri yerlerde bisüre sonra çay istediğimde önüme hafif demli ve şekersiz çayın gelişi, çayı getiren kişinin beni artık tanıdığının bi göstergesi. evet
Temmuz 03, 2012
Temmuz 02, 2012
Haziran 25, 2012
Haziran 24, 2012
aynı dertten muzdarip #23
yaşasın halkların kardeşliği. kimi kimden ayırdılar da nasıl bu hale geldik be. insanız ama bildiğin mahkumuz dünyada. eziyorlar bizi, gıkımız çıkmıyor. giderek kitlesel bağımlı insanlara dönüşüyoruz, herkes çocuğunun geleceğini acıyla bekliyor. ama değiştirecek olan da benim ya zaten demiyor, diyemiyor.
Haziran 23, 2012
benim aklım köşeli #61
yasak olana ilgi artar ya hani, bildiğin anala orala yönlendiriyo toplumu danıştay!
benim aklım köşeli #60
reklamlarda yok şu bedava yok bu bizden size hediye bilmem nelerin arkaplanında aslında hep başka bi önkoşul yada gereklilik varya, içine boşaliym senin ben kapitalizm diye be!
aynı dertten muzdarip #22
filmlerde ana karakter dalıp gider, arkaplanda bi film oynuyodur, o duymaz ama konuşulanları, olayları, sonra bi an kendine gelir de ana karakter, o an tv'deki dialogları dinler de bu ne lan der kapatır ya, aynı böyle bişey yaşadım bana da böyle oldu bugün. çok dalıp gidiyorum bu aralar.
algı böyle bir şey evet #47
yeni bir haftanın başladığının farkına varırsın ya pazartesi günleri; o gün benim için perşembeye denk geliyor. mizah dergilerinin haftalık yeni sayılarından anlıyorum koca bir haftanın aslında zırt diye geçtiğini.
kafamın aynı olduğu adamlar #23
"love looks not with the eyes, but with the mind, and therefore is wigned Cupid painted blind.."
Haziran 21, 2012
arada olur öyle #76
belki de bir benzerini daha yaşayamayacağım enfes bir gün yaşadım. çok uzun zaman olmuştu böylesi rahat bir hissiyata dokunmayalı, ne diyeyim keşke yine sabah sekiz olsa saat, uyansam ve gün yeniden başlasa.
Haziran 17, 2012
Haziran 16, 2012
algı böyle bir şey evet #46
hakkı kişilerden dolayı öğrenmeye çalışma. önce hakkı tanı, sonra ehlini tanırsın.
Haziran 12, 2012
Haziran 09, 2012
Haziran 07, 2012
benim aklım köşeli #58
bir yeri ya da birini sevdiğimi anladığım an, onu özlediğim ana eşdeğer. tam da o an hatta.
Haziran 03, 2012
kafamın aynı olduğu adamlar #22
"...
gece leylak ve tomurcuk kokuyor
uyarına gelirse tepemde bir de çınar, demiştin yıllar önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki manda gözü
demek ki şile bezi
bir de memedin yüzü
bir de saman sarısı
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı..
yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
üç haziran altmışüçü
..."
Mayıs 31, 2012
terapik dialoglar #41
-gözlerinin içine başka hayal girmesin, bana ait çizgiler dikkat et silinmesin!
-he oldu. nee?
-he oldu. nee?
aynı dertten muzdarip #21
odamda olağan dışı ses çıkardığım zamanlarda aklımda beliren "lan acaba annem duymuş mudur?" düşüncesi aslında kafamın da güzel olduğunu farkettiğim an anlamına geliyor.
arada olur öyle #73
geri geri yanaşan bi arabanın arkasından geçerken kullananı gördüm, o da beni gördü, bi anda fena bi korku hissettim lan freni gazı karıştırıp vurmasın şimdi bana diye. neyseki bişey olmadı.
arada olur öyle #72
bugünün en gergin dakikalarından biri eve alınacak bir demet maydonoz ve sarımsağı alma işini babama bıraksam mı bırakmasam mı, yoksa kendim mi alsam anı olabilir.
biliyorum çünkü kesin bozuklarından seçicek.
benim aklım köşeli #56
denizdeymişcesine, gittikçe rahatlık veren ama ayaklarını yerden kesipte tamanen suyun içinde olduğun anın yarattığı o his kadar tetikte ve merakla ilerliyorum. bi varım bi yokum, yaşamak lazım. hayatın farkındayım yada kendimce bi anlam mı oluşturdum bilmiyorum, anlamsızlığının getirdiği bu hissin oluşturduğu şeyin yaşayabildiğim kadarını yaşayasım var. o derece.
algı böyle bir şey evet #43
hayırdır lan? bünye münye değişiyo, kafa hep bir yerlerde, n'oluyor hacı?
bir de mesela ne biçim bir hayat yaşıyoruz lan? elimizde telefonlar, adeta küçük bir bilgisayar olanları var mesela. uçak, hızlı tren, falan.. benim yazmamı ve sizin şu an bunları plastik bir ekrandan okuyor olmanızı sağlayan bir gelişmişlik halindeyiz. gelen gideni aratır lafının aslında çalışanla ya da sevdiğin kişiyle ya da iş arkadaşınla olması dışında aslında zaman için söylenmiş bir şey oluşunu anlamanın verdiği hissin beliriş anı diye bir şey yaşayabiliyorsun.
bizi kendimizden uzaklaştırmaya çalışıyolar. çünkü tersinden korkuyolar.
bir de mesela ne biçim bir hayat yaşıyoruz lan? elimizde telefonlar, adeta küçük bir bilgisayar olanları var mesela. uçak, hızlı tren, falan.. benim yazmamı ve sizin şu an bunları plastik bir ekrandan okuyor olmanızı sağlayan bir gelişmişlik halindeyiz. gelen gideni aratır lafının aslında çalışanla ya da sevdiğin kişiyle ya da iş arkadaşınla olması dışında aslında zaman için söylenmiş bir şey oluşunu anlamanın verdiği hissin beliriş anı diye bir şey yaşayabiliyorsun.
bizi kendimizden uzaklaştırmaya çalışıyolar. çünkü tersinden korkuyolar.
Mayıs 25, 2012
yol çizgileri #28
en büyük asker bizim asker. peh
aslında o öyle değil; en küçük asker sizinkisi. bi bok bilmeyen, daha yaşamamış olanı, gidecek olan.. bot bağlamayı, yatağını nasıl yapması gerektiğini öğrenecek usta askerden. sonra bi farkına varacak ki; ben nerdeyim lan?! diyecek. öyle yada böyle kabullenecek. beş para etmez insanlarla aynı koğuşta yan yana yatıp kalkacak. en büyük asker acemi asker.
usta'ya geçtimi asıl en küçük asker sizin asker. üst devreler var, torun olacak gidince. daha ona karavana açtıracak, koğuşu temizletecekler. nöbetçi subay çay isteyecek, sike sike götürecek. sonra nöbetler başlıyacak. gecenin bi yarısı kolundaki üç harfin verdiği güçle çavuş uyandıracak onu, hadi kalk lan nöbetin var, diyecek. halbuki daha yeni dalmış olacak uykuya da kimin umrunda?! sorgusuz, postalı ayağına, kamuflajı üstüne giyinecek, gün sayacak şafak defterinden; üstdevre olmama daha şu kadar gün var, diye. üst devre, kral devre olacak da rahat edecek. bir yıl demek bu.
hadi herkes tutsun nefesini bi yıl? hı olmadı di mi.
dahası, üç numara saçlarıyla yolculandığı, ardından ağlayan ve bekleyen kişiler için geceleri düşünecek, ıslık çalıp çaresizliğin tadına varacak. ve öyle gecelerin birinde anlayacak ki bizim asker, boş bir savaşın içinde. öylesine yaşıyor. işte o an sabretmeyi öğrenecek içinde kaybolan vatan sevgisiyle birlikte. şansı varsa hayatta kalacak. ziyan olan günlerinden çok sonrasına umut bağlayacak. en aciz asker bizim asker.
hayatın bilmem kaç günü, an'ı böyle rutinle geçecek, harcanacak.. ee artık kız istemeye de işe girmeye de hakkı var ne de olsa o son a4 kağıt sayesinde de, o aradaki zaman niyeydi? neye hizmet etti? büyümek olgunlaşmak için illa böyle bişey lazım, gerekli miydi? en sonunda da siktiredecek herşeyi, özlediği şeyleri sırayla hızlıca yaptıktan sonra başlayacak standart bir hayata. en rutin asker sizin asker. hee
kağıt üstünde hala askerim, fiilen bitirsem de. ve günde oniki saat cezaevi nöbetinin ardından şimdilerde bi o kadar dükkan nöbeti tutuyorum, alibabayı dinlendiriyorum. bu aralar caddeden, önümden asker konvoyları geçiyor, düşünüyorum.. ve bunları gecenin bir vakti, zamanında köpekler gibi özlediğim odamın köşesinde, ustada aldığım siyah stabilo kalem ve acemide kitap okurken kullandığım okuma feneri yardımıyla döküyorum kağıda, hala aklımda dolanan silah numaramla, o günleri düşünerek, güzel şeylerden çok hatırlayıp küfrederek..
en yitik asker bizim asker.evet.
aslında o öyle değil; en küçük asker sizinkisi. bi bok bilmeyen, daha yaşamamış olanı, gidecek olan.. bot bağlamayı, yatağını nasıl yapması gerektiğini öğrenecek usta askerden. sonra bi farkına varacak ki; ben nerdeyim lan?! diyecek. öyle yada böyle kabullenecek. beş para etmez insanlarla aynı koğuşta yan yana yatıp kalkacak. en büyük asker acemi asker.
usta'ya geçtimi asıl en küçük asker sizin asker. üst devreler var, torun olacak gidince. daha ona karavana açtıracak, koğuşu temizletecekler. nöbetçi subay çay isteyecek, sike sike götürecek. sonra nöbetler başlıyacak. gecenin bi yarısı kolundaki üç harfin verdiği güçle çavuş uyandıracak onu, hadi kalk lan nöbetin var, diyecek. halbuki daha yeni dalmış olacak uykuya da kimin umrunda?! sorgusuz, postalı ayağına, kamuflajı üstüne giyinecek, gün sayacak şafak defterinden; üstdevre olmama daha şu kadar gün var, diye. üst devre, kral devre olacak da rahat edecek. bir yıl demek bu.
hadi herkes tutsun nefesini bi yıl? hı olmadı di mi.
dahası, üç numara saçlarıyla yolculandığı, ardından ağlayan ve bekleyen kişiler için geceleri düşünecek, ıslık çalıp çaresizliğin tadına varacak. ve öyle gecelerin birinde anlayacak ki bizim asker, boş bir savaşın içinde. öylesine yaşıyor. işte o an sabretmeyi öğrenecek içinde kaybolan vatan sevgisiyle birlikte. şansı varsa hayatta kalacak. ziyan olan günlerinden çok sonrasına umut bağlayacak. en aciz asker bizim asker.
hayatın bilmem kaç günü, an'ı böyle rutinle geçecek, harcanacak.. ee artık kız istemeye de işe girmeye de hakkı var ne de olsa o son a4 kağıt sayesinde de, o aradaki zaman niyeydi? neye hizmet etti? büyümek olgunlaşmak için illa böyle bişey lazım, gerekli miydi? en sonunda da siktiredecek herşeyi, özlediği şeyleri sırayla hızlıca yaptıktan sonra başlayacak standart bir hayata. en rutin asker sizin asker. hee
kağıt üstünde hala askerim, fiilen bitirsem de. ve günde oniki saat cezaevi nöbetinin ardından şimdilerde bi o kadar dükkan nöbeti tutuyorum, alibabayı dinlendiriyorum. bu aralar caddeden, önümden asker konvoyları geçiyor, düşünüyorum.. ve bunları gecenin bir vakti, zamanında köpekler gibi özlediğim odamın köşesinde, ustada aldığım siyah stabilo kalem ve acemide kitap okurken kullandığım okuma feneri yardımıyla döküyorum kağıda, hala aklımda dolanan silah numaramla, o günleri düşünerek, güzel şeylerden çok hatırlayıp küfrederek..
en yitik asker bizim asker.evet.
algı böyle bir şey evet #42
gözetlendiğinden, her hareketinin takip edildiğinden, aslında onların istediği gibi yaşadığından, internet denen çıkmazla aslında oyalandığından, gerçekten dokunmak varken sanal hisler yaşadığının farkında olmadan yaşayan o kadar çok kişi var ki çevremde ve hepsine inat nasıl bir güçle tüm bu olanlara direndiğimi bir bilseler, bir anlasalar gerçekle sunulan şey arasındaki farkı, belki de hiç yargılamayacaklar benim şu eski inadımı.. var olma çabamı.. sanal düşler peşinde değilim, sunulandan değil de hissettiğimden yanayım. ama o kadar az ve yoksunum ki; ben değil tüm bu olanların bitmesini istemeyenlerin sayısı daha fazla ya, o yüzden tüm bu başıma gelenler ve bu sindireyemiyişim. lanet olsun böyle düzene, sisteme.
ben sizin farkınızdayım, devam edin, uyutun herkesi.. kanmak gibi bir niyetim yok siz de bunu çıkarmayın aklınızdan. rahat uyumayın varlığım yüzünden.
ben sizin farkınızdayım, devam edin, uyutun herkesi.. kanmak gibi bir niyetim yok siz de bunu çıkarmayın aklınızdan. rahat uyumayın varlığım yüzünden.
algı böyle bir şey evet #41
bazen sadece parmaklarımı özgür bırakıp ne yazmak istiyolarsa onu yazmasını izliyorum.
arada olur öyle #71
burçların seks sonrası muhtemel cümleleri ne olabilir? diye bir ankete rastladım. baktım ve benim burcumun muhtemel cevabı şuymuş; hadi, bir daha!
benim aklım köşeli #55
sigarayı bırakmak bir sanattır. toplum için değil, kendin için. tayyip gel buna da karış!
Mayıs 16, 2012
algı böyle bir şey evet #39
hep böyle kursağımda kalacaksan, var git kendi yoluna be hayat. umutlandırma beni.
benim aklım köşeli #53
hakkaten hassiktir ama. bu nasıl bi şey lan. ne ara bu kadar karışık, akılalmaz bi düzen içerisine girdik.finans ne?, mortgage ne?, soğuk savaş, kuantum, sınırlar, yardım fonu ne?, ceza kanunu ne? bu ne lan?
ben bakır çağına dönmek istiyorum.
ben bakır çağına dönmek istiyorum.
yol çizgileri #27
bildiğim birşey varsa, o da geçmişte yaptıklarım, yaşadıklarım sonucu burada olduğumdur. ben istemişim istememişim aslında gram anlamı yok. eğer şuan içinde taşan biri/birşey varsa, ve sen neden şimdi, niye daha önce değil? diye soruyosan bu aslında boşuna sorulmuş bi soru olmakla beraber asıl soru değildir. bunun farkına varmak kendini cam kesikleri yada dipsiz kör bi kuyu içinde olma hissi, veya bu güne kadar boşuna mı yaşadım lan sorusunun oluşması kadar acı, bir o kadar gereksiz ve doğal bir soru dizisini beraberinde getiriyor. işin bu kısmına dalıp gitmek var, ki bu anı kaçırmakla eşdeğerdir, bir de farkında olup bugüne, yeni güne bakmak var. yaşadığın şey senin biryere varmana neden olmuyorsa, olmamışsa boşuna yaşamışsın demektir. düşüncelerin aklı yoktur. demek ki sen şekil vereceksin ve anlamlandıracaksın bugünü. utandıracaksın dünü. ötesi yok.
algı böyle bir şey evet #38
sabır.
ne zaman başladı, nerede bitecek bilmiyorum ama şu an öyle bir tutundum ki bu hisse, nereye götürürse giderim.
ne zaman başladı, nerede bitecek bilmiyorum ama şu an öyle bir tutundum ki bu hisse, nereye götürürse giderim.
arada olur öyle #69
valla ben de bişey diyemiyorum, biz de patrona hesap veriyoruz kardeş, biliyosun.
durumu.
benim aklım köşeli #52
evin içinde siyah kapşonluyla dolaşırken elimde bi sprey olsa,bildiğin içimdeki kusma hissini salonun duvarlarına yansıtabilirim.
aynı dertten muzdarip #19
azalttığımdan üzerimde taşımıyorum, paket hep polarımın cebinde duruyo yanında çakmakla,balkona sigara içmeye çıkıyorum, bakıyorum çakmak yok yerinde. tekrar odaya dönüp çakmağa bakarken öbür cebimden çıkıyo ya o çakmak. bişey demiyorum tamam
Mayıs 06, 2012
algı böyle bir şey evet #35
zaman geldi mekan değil, ertele sabret,
balığım, hiç dinmesin aşkın bir deniz hayal et.
balığım, hiç dinmesin aşkın bir deniz hayal et.
Mayıs 05, 2012
Mayıs 04, 2012
aynı dertten muzdarip #18
kadıköy karga'nın tuvaletinde duvarda bi köşede yazıyo;
hayat güzel,
yaşamaya değer.
ikincisine katılıyorum.
hayat güzel,
yaşamaya değer.
ikincisine katılıyorum.
algı böyle bir şey evet #31
erkekler için olası durumlarından az da olsa uzaklaşabildikleri ve sadece erkeklere ait olan bir yer varsa orası halısahadır. ve iki farklı durum var buna dair; ya çalıştığın şirket ya da arkadaş ortamıyla o an gece oniki-bir maçındasındır ya da sahanın dışında köşede bira içiyosundur. şimdilik ikincisindeyim, ileride bir gün belki saha içine de geçerim belli mi olur? çok koşamam tıkanırım gerçi, yaşlandık hacı.
benim aklım köşeli #51
eskiden tüm gün açık olan bakkal veya tekel bayii terazileri, sadece senin alacağın bilmem kaç gram peynir veya kuruyemiş için açılıp senin ardından kapatılıyorsa, o ülkede küçük esnaf sıkıntıdadır.
al sana mikro iktisat.
al sana mikro iktisat.
Nisan 25, 2012
aynı dertten muzdarip #17
ne olursa olsun sabah önü seviş benimle,
dinlenmişliğin gücü bedeninde,
ilk kez görür gibi,
bırakayım seni dünyaya.
dinlenmişliğin gücü bedeninde,
ilk kez görür gibi,
bırakayım seni dünyaya.
Nisan 23, 2012
Nisan 11, 2012
benim aklım köşeli #50
kastamonu'daki, yeşil-mavi renkleriyle bana lann noluyo dedirten "evka1-bozyaka ssk" dolmuşu..
heryerde biraz izmir var.
heryerde biraz izmir var.
benim aklım köşeli #49
malatya'da, elips şeklindeki kolormatik gözlükleriyle dolmuşa binen teyzenin john lennon vari duruşu..
Nisan 02, 2012
kafamın aynı olduğu adamlar #20
"zaman mı? değil zaman. akan zaman değil mesafelerdir.."
yıllar evvel beyoğlunda eski bi binanın girişine oturup muhabbet ederken çıkarıp okumuştu şiiri bizon, söyliycem bunu demişti. söyledi.
benim aklım köşeli #48
yükseköğretim giriş sınavı
yükseköğretim gelişme sınavı
yükseköğretim sonuç sınavı
yazar burada eğitim sistemini yermiş.
Nisan 01, 2012
yol çizgileri #25
daha yaşıma basmamış, aylık, ufacık bebekken annem beni yatağın üstüne bırakıp çıkmış odadan. evişleri, babaannemin söylenmeleri falan, normalde bırakıp gitmez ama işte o gün öyle olmuş. tabi ben rahat durur muyum? başlamışım sağa sola dönmeye, ta ki kendimi yatakla duvar arasına sıkıştırana kadar. hayatla yeni tanışan ben, oksijen olmayınca başlamışım morarmaya. annem hala yok. ağlayamıyorum da..
uzun boylu, babayiğitmiş babamın babası, dedem. çokta çapkınmış. ama saygı duyulurmuş kendisine, uzun siyah parkası ve kasketiyle karşısında durduğu kişi tarafından. gelmiş, sıkıştığım yerden çıkarmış beni, kucağına; tamam zeytin gözlüm, kurtuldun, demiş.
hiç görmediğim, aklımın kestiği zamanlarda da çoktan dünyadan göçüp gitmiş olan dedemin kurtardığı hayatı yaşıyorum. o güne kadar ve sonrasında kucağına alıp sevdiği ilk torunuyum, zeytin gözlü. sevgi bariz şekilde gösterilmezmiş o zamanlar, laf olmasın diye.
o zeytin gözler bozuk şimdi, ben bozdum. morluktan olup rengarenk olsun dediği hayatımı da nasıl yaşadığım belli değil. çabalıyorum, düşünüyorum ve her yeni engel öncesi ve sonrasında, gidişat arifelerinde, daha bi sık geliyo aklıma dedem. ona borcum yaşamak. yaşamak istemesen de, en zor yaşama nedeni bu ya..
terapik dialoglar #38
..
balıkesir bandırma
seviyorsan kandırma
yanaklarım dururken
başka yere saldırma
..
.
balıkesir bandırma
seviyorsan kandırma
yanaklarım dururken
başka yere saldırma
..
.
benim aklım köşeli #47
koca bölükte benden başka mektuplaşan, dışarıdan roman gönderten biri yok, sanki yıllardır bunun özlemini çeken sorumlu komutan bu yüzden gelen her zarf ve paketi açıp titizlikle ve heyecanla inceliyor gibime geldi ya neyse.
arada olur öyle #68
başka bir şehirde karşılaşırmışız
dostça ayrılalım belki selamlaşırız
birimiz tek birimiz çiftsek eğer
işte o zaman konuşmadan uzaklaşırız
..
başıma geldi bu. konuşmadan uzaklaştım.
dostça ayrılalım belki selamlaşırız
birimiz tek birimiz çiftsek eğer
işte o zaman konuşmadan uzaklaşırız
..
başıma geldi bu. konuşmadan uzaklaştım.
yol çizgileri #24
terapik dialoglar #37
-kazancakis: hayatta bana en çok iyiliği dokunan şeyler, gezilerle düşler olmuştur.
-ben: aynen.
-ben: aynen.
arada olur öyle #66
dört dolu şarjörle hücum yeleği giyiniyorum her gün; ama tüm gün sabitim, hücum lafta!
algı böyle bir şey evet #30
sennmh şimmdi bimmhh dudakmhmm vermh bakiyimmhmck :*
öperken konuşma diye bir şey var.
öperken konuşma diye bir şey var.
benim aklım köşeli #45
bu hayatta bi çok yaşamıştan, bi de hiç yaşamamıştan uzak durcaksın. okumuşun cahilini görürsen de direk kaç!
terapik dialoglar #36
-çarşıdan aldım bin tane, koğuşa geldim bir tane?
-hmm, ne ki lan, du bi düşüniym.
-aslında çok basit.
-sigara!
-aynen.
-hmm, ne ki lan, du bi düşüniym.
-aslında çok basit.
-sigara!
-aynen.
Mart 25, 2012
her yerde bir kırmızı var. #19
ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak.
bekle beni.
birşeyler var değişecek
birşeyler var değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak.
bekle beni.
Mart 17, 2012
Mart 11, 2012
benim aklım köşeli #43
karşımda iki karışlık bi cam, pis. karışlar da tam değil zaten. ve temiz olmayacağını bile bile silmiş camı benden önce birisi saatin tersi yönüne doğru üç dört defa, elips şeklinde avuçiçi izleri var. iki adım geri çekilip kare şeklindeki cama bakıyorum. ne çıkar burdan diye?
çok zor olmuyo elli metre aşağıdaki sokak lambasının en gür ışığını o elipslerin ortasına oturtmam. siz uzayda yaşam var mı yok mu diye uğraşadurun, diyorum kendi kendime, ben çoktan buldum hayatı, bak camda duruyo koca bi galaksi. ve sağa sola olabildiğince sallanmadan sadece öne doğru gidiyorum yavaşça, milim milim. çünkü bu anın tadını çıkarmam gerek.
yaklaşıyorum ışığa, yani güneşe. ordan uzay boşluğu, tek tek gezegenlerden geçiyorum, dünyayı bulup önce ay'dan bakıyorum yarısı dinlenen diğer yarısı tüketmeye devam eden insanlarla dolu dünya'ya, denizler, kıtalar belirginleşiyo, ordan akdeniz, güneydoğu, dağlar arasındaki evler, tel örgülerle çevrili bi arazi ve taa ki o an bulunduğum göt kadar nöbet kulübesindeki bana ulaşana kadar. çocukluğum, ergenlik, lise hayatı, üniversite, ve şimdi. yaşadığım güzel günlerim, çokça hatalarım, yalnızlıklarım. herşey. herşey.
tekrar tekrar başa dönüp yaklaşıyorum ışığa doğru. her defasında farklı kırgınlıklarımı yada gülümsemeleri hayal edebiliyorum. aslında farketmesek de ne çok şey yaşıyoruz lan şu siktiğimin galaksisinde diyorum yine kendikendime, ama bu defa sesli. zaten duyacak kimse yok çevremde, en yakınımdaki kişi cezaevi duvarının diğer tarafındaki muhtemelen uyuyan katil adayı olduğundan, daha önce hiç bi galaksi fotoğrafı görmemiş olasılığı da çok yüksek olduğundan duysa da anlayamaz beni diye düşünüp rahatça sövüp sonra sakinleşip sonra tekrar sinirlenip en sonunda yine başladığım gibi, dengede bırakıyorum o gecenin izlerini kulübeye. sabah artık daha da belirginleşirken bi tütün sarıyorum. ellerim hafif titriyo. ilk nefesi galaksiye doğru üfleyip günaydın diyorum fısıldayarak. dönüyorum arkamı. yeter.
bunun gibi üç cam var kulübede. hepsi pis.
Şubat 25, 2012
terapik dialoglar #35
-napıyon abi kitap mı okuyosun, bakiym?
-hee.
-ben de iki şehrin hikayesi diye bi kitap okuyorum abi, accayip bi kitap ya, çok sürükleyici.
-hadi yaa, kaçıncı sayfadasın peki?
-onbir.
-lan güldürdün akşam akşam :)
..
.
~bir hafta sonra.
-nasıl gidiyo kitap?
-iyi abi süper, onikiye geçtim.
-:D iyi iyi devam et.
..
.
-hee.
-ben de iki şehrin hikayesi diye bi kitap okuyorum abi, accayip bi kitap ya, çok sürükleyici.
-hadi yaa, kaçıncı sayfadasın peki?
-onbir.
-lan güldürdün akşam akşam :)
..
.
~bir hafta sonra.
-nasıl gidiyo kitap?
-iyi abi süper, onikiye geçtim.
-:D iyi iyi devam et.
..
.
terapik dialoglar #34
-napıyon lan, nası gidiyo nöbet? veriym mi sigara?
-eeh işte. ne düşünsem diye düşünüyom. yeni söndürdüm ya iç sen.
-bi dakkadan sonra sıkılıyo dimi lan insan.
-aynen. neyseki malzeme bol.
-eeh işte. ne düşünsem diye düşünüyom. yeni söndürdüm ya iç sen.
-bi dakkadan sonra sıkılıyo dimi lan insan.
-aynen. neyseki malzeme bol.
Şubat 19, 2012
algı böyle bir şey evet #26
kitap için;
bazen bir şehir bir insan olur, kalır.
gerisi gider.
insanlar hep gider, kitap kalır.
gerisi gelir.
bazen bir şehir bir insan olur, kalır.
gerisi gider.
insanlar hep gider, kitap kalır.
gerisi gelir.
benim aklım köşeli #41
nüfus cüzdanlarının arka yüzünün yarısı boş; nüfus memurunun imzası için. ve daha bu güne kadar normal, muntazam bi nüfus memuru imzası görmedim. heralde zamanla kendisine ayrılan kısmı doldurmak için dev imzalara alışıyolar mıdır nedir?
benim aklım köşeli #40
piknik veya finger bisküvi ile lezzete ulaşın.
şöyle ki;
iki adet bisküvi ağza atılır ve çiğnenir, bu arada iki tane de sağlam bisküvi hazırlanır, elde bekletilir. yılların verdiği deneyimle istenilen kıvama gelindiğinde, elimizde tuttuğumuz hazır bisküvinin birinin iç tarafına ağzımızdaki eriyik bisküvi itina ile yayılır ve diğer elimizdeki hazır bisküvi üzerine kapatılır. dilimiz yardımıyla iki bisküvi arasından dışarıya taşan fazlalıklar köşelerden geçilmek suretiyle düzeltilir, ve bu benzersiz tad soğumak üzere bir yere bırakılır. bir kaç dakika sonra yenmeye hazırdır.
afiyet olsun.
şöyle ki;
iki adet bisküvi ağza atılır ve çiğnenir, bu arada iki tane de sağlam bisküvi hazırlanır, elde bekletilir. yılların verdiği deneyimle istenilen kıvama gelindiğinde, elimizde tuttuğumuz hazır bisküvinin birinin iç tarafına ağzımızdaki eriyik bisküvi itina ile yayılır ve diğer elimizdeki hazır bisküvi üzerine kapatılır. dilimiz yardımıyla iki bisküvi arasından dışarıya taşan fazlalıklar köşelerden geçilmek suretiyle düzeltilir, ve bu benzersiz tad soğumak üzere bir yere bırakılır. bir kaç dakika sonra yenmeye hazırdır.
afiyet olsun.
terapik dialoglar #33
-bardağı doldurmak mı daha zor, dolu kısmı görmek mi be?
-hımm.. bardak olmak desem?
-hımm.. bardak olmak desem?
Şubat 11, 2012
terapik dialoglar #32
-yemek duası için kep ve bere çıkar. söyleyeceklerimi yüksek sesle tekrar et. 'tanrımıza hamdolsun!'
+tanrımıza hamdolsun.
-'milletimiz varolsun!'
+milletimiz varolsun.
-komutana dikkat!
~afiyet olsun.
-sol!*
*sağol
+tanrımıza hamdolsun.
-'milletimiz varolsun!'
+milletimiz varolsun.
-komutana dikkat!
~afiyet olsun.
-sol!*
*sağol
Ocak 22, 2012
algı böyle bir şey evet #23
parlak salonlarınızdan, kirli mutfaklarınızdan,
binbir çıkmaza çıkan daracık koridorlarınızdan,
hele döl tutmayan zihni kaygan yatak odalarınızdan,
algı böyle bir şey evet #22
dün gece adımı çaldılar,
şimdi artık sadece sıfatım,
çıplağım, sevme beni..
yol çizgileri #23
sağım solum;
.ali dağı
.ziyaret çayı
.atatürk barajı
.nemrud
resmen göz ziyafeti.
Ocak 08, 2012
terapik dialoglar #31
-bi angel dinleyip veriym mi lan?
-dur olum şu parça bitsin veriym tamam. *
*bir asker için mp3 çaların öneminin özetidir.
Ocak 01, 2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)