Temmuz 02, 2024

aynı dertten muzdarip #78














katiller aramızda.

çocukluğumdan aklımda kalan bir televizyon görüntüsü var. sanırım aklımda kalan en eski görüntü, en eski acı madımak oteli. koşuşturan, bağıran, nefret dolu insanlar, yanan bir otel, babamın ablamla beni odadan çıkarması ve bir kenarda ağlayan annem.

Temmuz 01, 2024

terapik dialoglar #89







-atın adı neydi?

-atın adı ali. şimdi ben bunu hayvan pazarından aldım. on senedir filan elimde. yalnız bunu çok, insanlar hor kullanmış. dövülmüş. bir gözü, şu sol gözü keder olmuş. işte biz bunlan bazen ulaşımımızı sağlıyoz bazen zeytinimizi çekiyoz bazen odunumuzu getiriyoz bazen üzerine binip geziyoz. hani ali bizim evden birisi gibi bizde, rahat. zaten rahat etsin diye aldık. ali yirmi yaşlarında filan. işte yavaş bi hayvan. ısırmaz, tepmez, çoluk çocuk yanına gidebilir. pek insanları sevmiyen bi tip. ee heralde o da insanlardan fazla eziyet gördüğünden dolayı. yalnız bize karşı çok çok nazik. ali'nin şeyi bu.

geleceğe not #38

sayıların hayatın içerisindeki yerine ve anlamına inanıyorum. inanıyorum ama aslında inanılmaz bir şey bu; on tane rakamın birbiri arasındaki oyununun evrende tüm bu olan biteni -meraklısına- nasıl anlamlı bir hale getirdiğine hem şaşırıyorum hem de karşılarında küçülüyorum. biraz sonra 'yayınla' tuşuna bastığımda yeni bir gönderi olarak belirecek bu yazdıklarım kendime ait bu yerde, ilk defa 'yayınla' tuşuna basışımdan tam on beş yıl sonra, paylaştığım bininci yayın olacak. bin. sıfır ve birlerden oluşan hayat maceramda dört haneye geçiyorum bugün. bu yolculuğu her zaman yıllar evvelki o ilk gün gibi sev, buraya kadar getirdim ben bir şekilde, kendine ve hayata saygı duymaya devam et. yürümeye devam et. gelecekte görüşürüz.

algı böyle bir şey evet #162

gördüğün, duyduğun ve dokunduğun hayatların dışına çıktığında seni sonsuz bir evren bekliyor. evreka!

terapik dialoglar #88

- the cerebrum has suffered massive and reparable damage.
- you never know what has happened to him.
- if I have not been sure of this, I would not have permitted him to live.
- where am I? father, what happened? I need help!

- what is democracy?
- it got something to do with young men killing each other, arthur.
- what if it's my turn, will you want me to go?
- for democracy, any man would give his only begotten son.

- it is impossible for any severed individual to experience pain, pleasure, memory, dream or thought of any kind. this young man will be as unfeeling as unthinking as the dead until the day joins them.

-I don't know weather I'm alive or dreaming or dead or remembering.
-how can you tell what's a dream and what's real, when you can't even tell when your awake and when your asleep.
-where am I?

****

I can't remember anything,
can't tell if this is true or dream!
deep down inside i feel to scream,
this terrible silence stops with me!
....

arada olur öyle #173

sanki acelesi var gibi akan bulutlar ve bu bulutların arkasında saklanan ay'ın aydınlattığı geceyi avcuma aldım, bir şeyler deniyorum.

benim aklım köşeli #135

ers perec bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir insana dönüşmüş olarak buldu. zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, mavi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere ayrılmış vücudunu gördü; karnının tepesindeki yazlık pike neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda his, gözlerinin önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.

'ne olmuş bana böyle?' diye düşündü. gördüğü, düş değildi. biraz küçük, ama normal, yani içinde insanlar yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duvarın arasında eskiden nasılsa, şimdi de öyleydi. üstünde tasarlanmış uygulama örneklerinin - ers'in uğraşı, mühendislikti- yayılı olduğu masada, kısa süre önce resimli bir dergiden kesip siyah güzel bir çerçeveye yerleştirmiş olduğu bir resim asılıydı. kürk şapkalı ve kürk atkılı bir kadın vardı resimde; kadın, kollarının dirsekten aşağı kalan kısımlarını tümüyle içine alan ağır bir kürk manşonu, dimdik oturduğu yerden izleyiciye doğru kaldırır gibiydi.