'ne olmuş bana böyle?' diye düşündü. gördüğü, düş değildi. biraz küçük, ama normal, yani içinde insanlar yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duvarın arasında eskiden nasılsa, şimdi de öyleydi. üstünde tasarlanmış uygulama örneklerinin - ers'in uğraşı, mühendislikti- yayılı olduğu masada, kısa süre önce resimli bir dergiden kesip siyah güzel bir çerçeveye yerleştirmiş olduğu bir resim asılıydı. kürk şapkalı ve kürk atkılı bir kadın vardı resimde; kadın, kollarının dirsekten aşağı kalan kısımlarını tümüyle içine alan ağır bir kürk manşonu, dimdik oturduğu yerden izleyiciye doğru kaldırır gibiydi.
Temmuz 01, 2024
benim aklım köşeli #135
ers perec bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir insana dönüşmüş olarak buldu. zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, mavi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere ayrılmış vücudunu gördü; karnının tepesindeki yazlık pike neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda his, gözlerinin önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.