Kasım 28, 2010

corner ~183~




bişey anlatıcam sana.

nerden baksan bi yirmi yirmibeş metrekare bi dükkan düşün. bi o kadar da arkası desek, eder elli fakat tek başına olunduğundan pek arka tarafta vakit geçirilemiyor, yani tüm olay çoğunlukla on metrekare en fazla da otuz kırk metrekarade oluyor. sahne gibi düşün. ama ben buna yaşam diyorum çünkü o babam. nam-ı diğer alibaba. mesleği icra etmek zor olunca bir çok öge var tabii anlatılabilecek o anlarla, o durumlarla alakalı. neticede çeyrek yüzyıllık bir hayat harcanmış bu uğurda. ya da hayat çeyrek yüzyılını harcamış babamın. hesabı herkes kendince yapabilir. ali baba naiftir çünkü. o ve dükkan için şöyle köşe bi yerde olması zannımca bir çok şeyi değiştirebilirdi. bu durum için çok da uzakta değiliz ama şartlar değişik. şu an ki yerinin bir yanı giyim mağazası mesela, ve köşede, sonra biz sonra bizim diğer yanımızda da bi banka var. neyse. yıllardır bana sorulan bir soru da var, baba mesleği? ve hep serbest cevabı mevcut benim doldurmam gereken kısımlarda. köşe'nin anlam bulduğu bir mesleği yapıyor benim babam diye de yazamıyorum tabi hiç bi yere. hem serbest değil ki babam, tam tersi oraya bağlı. ama seviyor. daha doğrusu yaptığı işe saygı duyuyor, küçümsemiyor mesela asla; prensiplerini, sanki meslek bilincini diri tutmayı kendisiymiş gibi sahiplendiğinden dolayı fena düzeyde yaşatan birisi. dahası yalnız bir insan. herkesin olduğundan biraz daha fazla ama bu. fakat neticede herkes yalnızdır.
yalnız şu da var, son gittiğimde köşe içinde köşelik bi durum oldu ve bu beni düşündürmekte epey. hani telefonun yanında kağıtlar olur, üzerini karalarsın falan, dükkanda o işi gören kağıdın köşesinde benim telefonum yazıyodu, alibaba not almış. kolayca bulabilsin diye köşeye oturtmuş beni. e ne de olsa oğluyum di mi. yalnızım da. benziyoruz baba.

yalnız bu anlattıklarım yalnızlıkla alakalı değil. büyüyorum giderek ve yeni durumlarda buluyorum kendimi. çoğu zorluyo da. tahmin ettiğimden apayrı bir yerde olduğumdan gelecek tahmini de yapmıyorum artık. köşelik bi durum. bunlar hep oluyo ama görülmeyecek gibi de olmuyo ki bazen görünce anlıyo insan zınk diye. anlıyosun. düşünüyosun. işte bunlar zamanın geçtiğine şahitlik ediyolar. beni delirtiyorlar. susmuyolar hiç. neyse..sen bişey diyodun?