Kasım 01, 2010

sitem ; bel

yıllardır bel ağrımdan şikayetçiyim evet. geçtiğim cumartesi de yine belim yüzümden az kalsın nezareti görüyoduk, ucuz yırttık. bi hareketime bakardı halbuki. konakta yürüyorum, biri omzuma dokundu, kulakluk falan var pek bakmıyorum zaten sağıma soluma, yolumdayım. döndüm baktım, yavaştan açılan bi cüzdan ve değişik bi kimlik, polis. sivil tabi. belindeki ne dedi? valla ağrıyo yine bu aralar dicektim ama hiiç, ne ki? demekle yetindim. kenara çekildik usulca, yokladı falan. bişe yok tabi, iyi günler size de iyi günler, dağıldık. allam. en sevmediğim şeydir bu yoklamalar. yıllar önce bi firmada çalışıyorum, mağaza mağaza gezer sipariş alırdım falan, bigün tam çıkıcam bi mağazadan diğerine yetişmem gerek, pat diye mağaza müdürü çevirdi, üstünü ariycam dedi, e araa dedim ne diyim ki şimdi. ööyle mağazanın ortasnda baktı falan. hoş değil bunlar. neticede benim de bi haysiyetim var di mi?! milyontane yer var mağazada müsterilerin bilmediği, çağır ya da odana, geleyim ne diyosan de. umrumda değil aslında toplum içinde pek de etkilemez beni yani kızarıp bozarmam, ama hoşlanmıyorum işte arkadaş. yapmayın, nolur.