Temmuz 18, 2013

yol çizgileri #40

sevgili gelecekteki ben.
geçmişe dönüp baktığında belki de kağıt kalemle yazdığım pek bişey göremeyeceksin ama biliyorum ki bu günleri asla unutmayacaksın.
nasıl mayıstan hazirana evrilen gece en uzun geceydiyse, sen de artık o eski sen değilsin.

artık bir umudun var.

Temmuz 09, 2013

algı böyle bir şey evet #65

devletin uyguladığı her türlü şiddet ve söyledikleri yalanlar içimdeki direnme gücünü arttırıyor. bana bunu yaşattıklarından haberleri yok. çünkü hiç tanımadığım birinin yanan gözlerime ilaç sıktığı anı unutamam ben. normalde farklı yaşasak da o an hepimiz aynı yerdeydik, aynı ruhtaydık. birdik.

Temmuz 07, 2013

benim aklım köşeli #83

şimdi efendim direnmem gerekti direndim. senin gözünde benim suçum budur. bunun adı da haktır. alacağım kardeşim.çekil. bir bin olmuş. yenileceksin. kurtuluşun yok. birleştik. herkes, her aynı yatağı paylaşanlar, aynı marketten aynı suyu alanlar, dolmuşta sallananlar ve evinin dibindeki müzikholün gürültüsüne alışmışlar olarak birleştik. ve sayenizde bunu bir kez daha gördük. artık yeter. çekilin.

diye bağırdım rüyamda.
dikkat bu bir güvenlik emridir. çekilin(duyulur)

hey noluyor

çekilghh.

Mayıs 24, 2013

anlamadığım şeyler var #1

burası neresi?
dünya neden var?
ben kimim?

arada olur öyle #101

yaşanmış bir hikayedir.

trt3 radyoda bi senfoni dinlerken arka plandaki seslerden birine takılıp sadece o sesi onaltı dakika dinledim.

benim aklım köşeli #82

ne tarafımdan kalktığım belli olmasın diye yatağı duvara dik yerleştirdim; iki yanım da boş. benim uyanmamı bekliyorlar!

kafamın aynı olduğu adamlar #35

kim ki kendinden bir canavar yaratır, işte o zaman insan olmanın acısından kurtulur.

Mayıs 14, 2013

yol çizgileri #39

güzellikler yaratmaya çalışsam da ters giden onca şeyin arasında kendimi izmirde tahta bir bankın üzerinde otururken buldum bugün. aslında herşeyin o kadar da ters gitmediğini anladığım an ile o an orada olmanın verdiği his gözlerimi kapattırdı. sanki yıllar evvelki halimle gelip aynı denizin aynı kıyısına oturup duyduğum deniz kokusu, garip bir dinginlik ve yarını daha da güzel var etme hissi gezindi içerimde. gözümü açtım. burdayım evet dedim. yaşıyorum.

algı böyle bir şey evet #64

aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

algı böyle bir şey evet #63

...

senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım

Nisan 30, 2013

aynı dertten muzdarip #38

hıçkıra hıçkıra ağlayasım var.

terapik dialoglar #53

ender : yaşadıklarına karşı duruşunda huzur. ekiyosun kendinde..filiz olup boy vermesi zaman alıyor. ama farketmesen de kökleşiyor.

ben : toprak benim de hava elin havası. rüzgar esti mi tozum kalmıyor.

arada olur öyle #99

hani an olur uyku haram gelir ya. öyle bi gece sanki ayaklarımın altındaki.

yol çizgileri #38

yıllar evvel anlattığım, alibaba'nın ömrününün en güzel zamanlarını harcadığı yirmibeş metrekarenin diğer yarısındayım. oturduğum yaşlı koltuğun karşısında, göz hizzamda yıllar evvel eşantiyon bi çakıyla boyumun ölçüsünü kazıdığım ve şimdilerde ancak belime kadar gelen iz var. tam da o kadardım. şimdi çocukluğuma bakıyorum. o işareti kazıdığım gündeki kendimi, saflığımı düşünüp kendimi sorguluyorum şimdilerde kafamı eğerek geçtiğim yirmibeş metrekarenin diğer tarafında. 'lan oğlum dükkanı kapatıp gelsene artık' dediğinde bunu hiç söyleyemedim alibaba'ya. orada o ize bakmak o an dünyanın en uzun filmi. çünkü hep en sondan başlayıp o güne gidiyorum. ve en dolu fikri her ne kadar boş boş bakıyo gibi görünsemde, hatta baksamda. çünkü bitmiyo. saatlerce baktığımı biliyorum. yok.

geçmişten cümlelerim bunlar.

ve şimdilerde böyle bir andan da yoksunum. el yazımla yazdığım tüm etiketlerden ayrı bir tek yazı vardı koca yirmibeş metrekarede. 'devren satılık'.

öyle bile olamadı. ne devredildi ne de satıldı.

gitti. o çocuk artık o boyda değil.

aynı dertten muzdarip #37

aslına bakılırsa hayatım hep rutindeydi, benim birşeyleri var etmediğim zamanlarda. bu cümle bir şekilde kabul edilebilir ama asıl sorgulamamın ve hayata bakışımın bulanıklığının başladığı yer şurası; 'bak işte yaşıyosun' dediğim 'birşeyler yaşıyosun' dediğim anlar da zaten o belirli sınırlar içerisinde. yaptığım herşey aslında olasılık dahilinde. sırf ben isteyipte var edebildiğim için varlar yani. açtığım kapıların bana açtığı muhtemel sonuçları yaşıyorum ve kapılar hiç bitmemekte. sonuçlar diyorum çünkü aslında her olasılığın sonucu ve bu sonucun getireceği şey de belli zaten. kaldı ki buna sebep olan en etkin şey bilinçaltımın veya deneyimlerimin dışında kalan o sınırlı var olma çabası beni benden habersiz yöneten. şimdi ben istediğim şeyi mi yaşıyorum? yoksa zaten olacak olanı mı yerine getiriyorum? anlamıyorum. buna olan öfkemi kontrol ederek söylüyorum; ben boğazıma kadar içinde olduğum bu olagelişler dizisini yaşamak istemiyorum. ben hissetmek istiyorum. yaşamak istiyorum. hayat aslında beş duyumun da dışında gelişip beşinin de ağrında.

ve sırf bu yüzden anlıyorum 'bu ne?' ve ardından 'yeter..' diyip nefesini tutanları. gidenleri.

benim aklım köşeli #80

bir insanın yokluğunun verdiği ağırlık, varlığının verdiği hafiflikten fazlaysa ne yapmalı? hadi buyur.

Mart 31, 2013

her yerde bir kırmızı var. #33

mutlu olmak varken bu dünyada
geceler geldi
dayandı kapımıza..

olduk
acımızla
acımızla sarmaş dolaş..

aynı dertten muzdarip #35

yalnızlığı yaşamak;

yağmurlu bi günde, uzatılan şemsiyenin reddiyle başlayıp yüzünden süzülen yağmur damlalarının yaşattığı o ıslaklık hissi.  o yokluk.
ve araya karışan göz yaşları..

benim aklım köşeli #79

gökyüzü
günahını varoşların üzerine bırakır.

zengin olan korkar
gök gürültüsünden.
kirli çocuklar oyun zanneder
her şimşekte
tutar
nefesini.

aynı dertten muzdarip #35

yalnızlık
saklandığın o küçük delikte buluyor seni..

Mart 26, 2013

algı böyle bir şey evet #62

yemeği sabit ölçüyle değil göz kararı yapan insanla evlenilir.

bu arada, yemek yaparken gözlerimi kullanırım ;)

Mart 18, 2013

arada olur öyle #97

bulutlar yaarimee selaam söyleeyiinn
söyleeyinn
kavvuşmak günümüüz yakııınmış deeyiinn
mışş deeyinn

hadi hepberaber

algı böyle bir şey evet #61

....
bize erkek adam derler kula kulluk etmeyiz
kelamı düzden eder kıvıranı sevmeyiz
el öptüysek hürmetten, etek paça öpmeyiz
sürülerden haz etmez, biz hep yalnız gezeriz
..
.

arada olur öyle #96

arkaya doğru ilerleyieen vohooov
otobüsün arkası da aynı yere gidiyohoov

kafası!

algı böyle bir şey evet #60

..
güzelliğin on par'etmez
bu bendeki
aşk
olmasa
...
..

yol çizgileri #36

yalnız selvi durağı.

şimdiye kadar duyduğum en güzel durak ismi bu. yalnız selvi durağı. dalıp gidiyorum düşüncelere, arada da olsa, bu duraktan geçerken.

terapik dialoglar #52

-havalar ısınıyo manevi hayatınıza dikkat edin gençler (din hocası)
-huhaha (sınıf)

Mart 11, 2013

aynı dertten muzdarip #34

benim yarelerim tuzum tuzum der
bir derdim var, bin dermana değişmem

Mart 01, 2013

Şubat 27, 2013

aynı dertten muzdarip #33

işimden ötürü hayatımın ciddi bi kısmının otellerde geçeceğini yine bi otelde düşünüyo oluşum durumu özetliyo sanırım.

Şubat 17, 2013

terapik dialoglar #50

-güüllleerriiinnn içiiindeen caanım koşarak koşarak geel banaa geel
-mhmm

algı böyle bir şey evet #58

birisi var
aşkı bulmuş, sonra yitirmiş
son durakta dönmeyen
bir yolcu bekleyen
susamış
bahar çiçeklerini bekleyen
bir hüznün içinde
hüzün
onun içinde

...

birisi var
aşkı bulmuş, sonra yitirmiş

bir boşluğun içinde
boşluk
onun içinde

yol çizgileri #35












kafamı kaldırıp gördüğüm griliğin, o kasvetli havanın üzerinde masmavi bi güzellik vardı, hep var zaten. ama ancak bu sabah kahvaltımı günışığında ve bulutların üzerinde yapabildim, güzel şeyler düşündüm.

Şubat 16, 2013

Şubat 07, 2013

kafamın aynı olduğu adamlar #32

ne kadar kalmak istesek de
bazen
gitmek zorunda kalırız
ve ne kadar
gitmek zorunda olsak da
kalmaktan yanadır
sol yanımız.

Şubat 05, 2013

Şubat 04, 2013

benim aklım köşeli #78

insan
kendi düşüncelerinde boğulur.

ölür.

yoksa kalınca bir kement
sivri bir bıçak
veya
uzunca bir köprü
ve altındaki derin su
almaz canını
insanın.

algı böyle bir şey evet #56

20:58
durdu saat.
hayat durdu.

her yerde bir kırmızı var. #31

to ke mıra şiya
asme biya tari..

Ocak 06, 2013

Ocak 05, 2013

benim aklım köşeli #74

dünya üzerindeki canlılar içerisinde en gelişmiş türün bireylerinden biriyim ama hala dişimin arasına sıkışan bişeyi bi saat uğraştığım halde çıkaramayabiliyorum dilimle. ne anladım böyle gelişmişlikten..

her yerde bir kırmızı var. #29

..
...

dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
hasretine vur beni

...
..

arada olur öyle #89

bazen kendimi ciddi ciddi işlevsiz biri gibi hissediyorum bu dünyada. napıyorum ki, ben niye varım? dengenin neresindeyim? daha doğrusu denge nerde? yok.
turist gibiyim.

aynı dertten muzdarip #30

gökteki yıldızlari da
pay edelum gızlari
aldilar güzelleru de
kaldi yaramazlari..

Ocak 03, 2013

algı böyle bir şey evet #54

ya bu denizin tuzu
ya bu martılar, ya bu vapurlar
ya bu yaşanmış yıllar...

Ocak 01, 2013

yol çizgileri #32

izmirde son anlarım. biliyodum. bana ait ne varsa -anılar ve odama kazınan anlar dışında- herşey birer kutuda. herşeyden bıkıp yüzümü yasladığım yatağım çıplak ne bi nevresim nede başka bişey. hatta üzerinde bi kaç parça koli var. ortasına oturdum,dolapta kalan rakıdan doldurdum. içtim. doldurdum ağladım. doldurdum içtim. içtim ağladım. öyle bir an daha yaşamadım. geçen yıl bu gün askeri kamuflajla gezinirken şuan benim olduğunu bildiğim şeylere dokunup onların arasında nefes alabiliyorum. ve biliyorum ki ben bu kadar hızlı bi şekilde buraya gelmedim. zaman hızlı geçiyor, yol çizgileri belirgin değil tek çizgi gibi olur ya hani, öyle.yine yıllar evvelki gibi bayaa sert bi duble yaptım kendime, kimbilir belki ağlarım birazdan. özlüyorum geçmişte sırf kendime çizdiğim orta dünya haritalarımı. özlüyorum kendim olma halinin o umursamaz ama etki bırakan, yaşadığımı hissettiren halini. keşke o zaman çevremde olan kişiler de bunu anlayabilseydi, az da olsa mutlu olsaydım. yoruluyorum artık yaşlandım.