hayatı ıskaladığım bir anda içimde bir his beliriyor. bu his birdenbire belirmekle de kalmıyor aslında, o kadar anlık bir parıltı değil, peşinden koştuğum his bu. anlıyorum. bu his bir anda belirmiyor, daha çok günüme doğuyor. apansızca bana, bu hayata geliyor. gözlerini dünyaya açıp ilk defa ağlıyor. çığlık çığlığa ama sessiz sedasız ağlıyor, muhtemelen korkuyor. bir sarılıp kokluyorum, sarıp sarmalıyorum, göbek bağını kesiyorum, canımız acıyor. yaralarımızı sarıyorum ve ona sakin huzurlu bir yatak veriyorum. acımız diniyor. yanına uzanıyorum. artık ağlamıyor, belki de hayata geldiği bu dünyayı artık hissediyor. alışıyor. o uyuyor, ben uyumuyorum.