Eylül 06, 2010

ay bugün yok odaya hapsoldum.napim.gelir ama belki .

bugün yalnızlığımı gezdirdim biraz. sıkılmış o da, izmire gittik, değişik şeyler hissettik yine aynı gün içinde. durduk, dinledik, düşündük, iğrendik, küstük, kızdık en önemlisi kırıldık...rüyalarım çıkıyo yine bu aralar. bi kez de güzel birşey görsem ya. nerdee. ama yinede bak kaç gün oldu rüya görmeyeli acaba, derin uykuya geçecek kadar uyumadım ki rüya göreyim, benimki de soru mu şimdi dimi..herkes uyurken uyanık olmak, düşünmek garip bir his, ve çokça da düşündüğüm bi his.
Bazen gitmek istiyorum, şuanki hayatımı bırakmak yada askıya asıp başka bir hayat yaşamak istiyorum, ama bu sadece düşünce olarak kalsın diye yaptığım bir şey değil. Herşey garip, herkes garip. Ego. Neden ve nasıl sahip olabiliyoruz bir insanın ruhuna bedenine anlayamıyorum. Bu da çokça düşündüğüm ikinci şey. Düşünülesi bir şey. Neden? Çok mu zor acaba yalın bir insan olabilmek, sedece olmak, insan olmaya çalışmak. Neden değişmek ister -burdaki değişim yaşadıklarının sana kattıkları değil tabiki, senin yaşadıklarını egon uğruna değiştirmen- ve neden hoşnutsuzdur insan hep? Bilmiyorum, bilemiyorum.
Yaşadığım kırgınlık kaç oldu ve yaşadığım kırılganlıklar nasıl bu kadar fazlalaştı ki? Benim yüzümden mi acaba? Hayatın kartlarını doğru oynayamadım mı, ya da oynayacak kart mı bulamadım bu yüzden mi böyleyim? Bu yüzden mi her defasında kırılan ben kıran onlar oldu?
Aslında çok da beklentim yok hani hayata dair, yaşama dair. Biraz huzur biraz eğlence ama çokça duygu. Neden bu kadar hissetmek zorundayım ki, ya da neden herşeyin altında bir duygu bulmalıyım? Duygusuz olan şeyler de var hayatta çokça ama benim çemberime girmediğinden olacak hiç göremiyorum ve duyamıyorum. Algım eksik sanırım bu konuda.
Neyse hadi ben bi doğrulayım oturduğum yerden, kal sağlıcakla..