Nisan 13, 2011

geleceğe not #2

sevgili gelecekteki ben,

şuan sana o kadar saygılı olmaya çalışıyorum ki, kırılmasın kalbin, bari benim yüzümden için acımasın diye, ama sen tam bi salaksın. yada tam bi eksiksin. yada tam diptesin. yani ben öyleyim.. hafızamız zayıf, bunu bildiğimden söyliyeyim şuanki durumumuzu da o zaman hatırlamakta zorlanma bari. şuan çok karışıksın ve bu karışıklıktan çıkmayı "kaçmak" olarak uygulamaktasın. mesela mı? hemen sor tabi neden diye. hiç "neden?" diye düşünme.. aşk olsun sana.. ama ben şu an o kadar çok şeye "neden?" diyorum ki. bazen herşeye ama herşeye susuyorum. beni sevenlere susuyorum mesela. tamam kabul bi sevgi arıyorum, ama nasıl sevgi bu ki beklediğim hala yok ortada. bi dinginlik arıyorum, beni şuanki halimden alıp unutturacak. ben mi görmüyorum. niye hala görmüyorum, hala göremiyorum.. veya neden hala görsemde kılımı kıpırdatamıyorum. neden hala güçsüzüm. neden hala normal değilim? azıcık normal biri gibi olsam nolur ki sanki. neye bu kızgınlığım. neden hala çıkamayacak kadar derindeyim. yada o kadar derinde olmadığımı bilsem de neden hala inancım yok, o inancı yaratacak "o" yok. hadi en olmadı şöyle diyeyim, "o" dediğim kişi belki çok yakın bu satırlara, belki de onunla birlikte okuyosunuz bu satırları, ama neden bu kadar uzaktı, yanındaysa sor, neden bu kadar bekledin ki? diye. neredeydin? diye, niye bekledin ki?, neredeydin bu vakte kadar? diye. eğer varsa öyle biri yanında hadi şimdi yapış dudaklarına ve özledim de. bırak o anlamasın neyi özlediğini, özlediğimizi. ama sen de hemi. gözümü her geceye yumduğumun hemen ertesi saatlerinde sen oluyorum ben neticede. sen ne haldesin bilemiyorum ama şu an o kadar iyi biliyorum ki ne halde olduğumun.. carpe diem be oğlum. hadi olcak bu sefer..