büyümek sadece genellemelerle, benzerliklerle, var olma çeşitlerine karşı duyarlı olmak demektir. ormanlar, dağlar, ovalar, etrafımızdaki her şey anlaşılır; biz yetişkinler için bütün yollar aynı büyük manzaranın içinde toplanır. yetişkin kimse her şeye ardında bıraktığı yılların tepesinden bakar. tecrübeyle gelen bakış açısıysa her şeyi aynı seviyeye çeker, bir araya yığar, yavanlaştırır. her şey aynıya döner. yetişkin, evinin bir ülke içinde olduğunu ve ona varacak pek çok farklı yol bulunduğunu bilir.
çocuk içinse yolun ürkütücü, tekinsiz bir yanı vardır. her yol farklı bir dünyadır âdeta. birbirlerine benzemezler ve farklı evrenlere çıkarlar. çocuk çoktan farkındadır iki ağacın aynı olmadığının; hatları, boğumlu dalları, eğri büğrü gövdeleri onları birbirinden ayrı kılar. iki dut ağacı ya da iki meşe değil, şövalyeyle büyücü ve canavarla çocuktur onlar. peki, kendi eşsiz ağaç sıraları, eşsiz nitelikleri, eşsiz yol renkleri ve rastlanabilecek eşsiz insanları olan iki gezinti hakkında ne söylenebilir? her birinin farklı bir hikâyesi vardır, her biri farklı sakinleri ve hayaletleri olan farklı bir krallığın kapılarını aralar.