Mart 26, 2024

yol çizgileri #60

bugün, otuzlarının sonundaki albert einstein gibi gezindim ortalıkta; saçlarım baya karışık, bakışlarım görenleri şaşırtıyor ve görünüşüm insanı sorgulatıyordu. sabahın ilk ışıklarında bir vapurla bir yakadan diğer bir yakaya geçtim. yukarıdan bakınca bu geçtiğim yakalar birer kıta bu arada; acayip heybetli ve havalı bence, çok güzel bir his. nereden nereye gittiğimi de düşünmedim, heybetsiz yürüdüm yani sadece benim de içerisinde olduğum hayatın kendini oluşturmasını gördüm. bugün zihnim gayet berrak, ruhum olabildiğine sakin. bu gece zamanı itmeyi bıraktım; yorgunluğum bitti artık. zamanın gerçekliğine yaklaştığında seni sarıp çevreleyen ve bir nevi seni avucuna alıp sersemleten bir geçiş alanı var, etki alanı da diyebilirim buna; bu alanı bugün geçtim. zamanın görünmez kolları var. bu gece zamana şekil vermeyi de, kendime zamanın neresinde olduğumu sormayı da bıraktım. geleceği merak etmeyi ve gereğinden fazla istemeyi de bıraktım. illüzyonları ve başa dönmeleri bıraktım. iyi insanları ve kötü insanları bıraktım. kendimi de bıraktım. bitmeyen rutinleri ve kaygılanmaları da bıraktım. geleceğe şekil vermeyi de bıraktım artık, yorgunluğum bitti. anı ıskalayan tüm halleri bıraktım. ve tabii koşmayı da bıraktım; sadece yürüyorum artık.